Uzman Psikolog, Çift ve Aile Terapisti Sadıka Alkan Abdullahoğlu lisans eğitimini 2012 senesinde Doğuş Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde onur derecesiyle tamamlamıştır. Aynı üniversitede uzmanlık eğitimine devam ederek Çift ve Aile Terapisi Yüksek Lisans programını 2014 yılında bölüm birincisi olarak tamamlamaya hak kazanmıştır.
Lisans eğitimi süresince, çeşitli akademik çalışmalarda görev almış, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Polikliniği, Balıklı Rum Vakfı Hastanesi Alkol ve Madde Bağımlılığı polikliniğinde ve Pozitif Yaşam Derneğinde gönüllü olarak staj yapmıştır.
Yüksek lisans eğitimi sırasında ise Doğuş Üniversitesi Psikoloji Eğitim Merkezi’nde yoğun süpervizyon eşliğinde bireyler, çocuklar, çiftler ve ailelerle çalışarak iç stajını tamamlamıştır. Diğer taraftan dış staj kapsamında Tüvana Okuma İstekli Çocukları Destekleme Vakfı’nda (TOÇEV) kayıtlı olan çocuklara ve ailelerine psikolojik danışmanlık desteği vermiştir.
Yüksek lisans eğitimi sonrasında bireyler aileler ve çiftler ile çalışırken aktif olarak kullandığı Duygu Odaklı Çift Terapisi 1. Ve 2. Düzey, EMDR 1. Ve 2. Düzey ve Uluslararası Şema Terapi Temel Düzey eğitimlerini tamamlamıştır. Yüksek lisans mezuniyeti sonrası 2014-2021 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesinde uzman psikolog olarak çalışmış ve 6000 saate yakın psikoterapi seansı gerçekleştirmiştir. Sadıka Alkan Abdullahoğlu çocuklarla çalışmalarında ise; Deneyimsel Oyun Terapisi, Theraplay Aile ile Oyun Terapisi ve Çocuk-Ergen EMDR Terapisi yaklaşımlarını süpervizyon eşliğinde kullanmaya devam etmektedir.
Pandemi süreciyle birlikte EMDR Türkiye Travma İyileştirme Grubu Programı (EMDR-HAP) ve Çift ve Aile Terapileri derneğinin yürüttüğü TELE-ÇAT Çift ve Aile İlişkilerini İyileştirme Programı kapsamında gönüllü psikolog olarak görev almıştır.
Türk Psikologlar Derneği (TPD), Çift ve Aile Terpileri Derneği (ÇATED), Duygu Odaklı Birey, Çift ve Aile Terapileri Derneği (DOÇAT) ve EMDR Derneği üyesidir.
Evli ve bir erkek çocuk annesidir.
ÇATED Eğitim Komitesinde ve sempozyum düzenleme kurulunda görev alınmıştır.
Hüner Aydın, Yudum Akyıl, Sadıka Alkan, Neval Güven, Anıl Üstünel- “Türkiye’de Çift ve Ailelerle Çalışan Profesyonellerin Özellikleri ve Uygulamaları” adlı araştırmanın sunumu gerçekleştirilmiştir.
Kongre düzenleme kurulunda görev alarak kongre materyallerinin hazırlanmasında ve kongrenin baştan sona güzel geçmesi amacıyla yapılması gereken işlerde görev alınmıştır.
Tokmakoğlu, D. & Demirci, M. - “Homoseksüellere Yönelik Tutum Ölçeği Geliştirme” çalışmasını kongrede sözlü sunum yapılmıştır.
Durmuş, D. & Coskun, T. ile birlikte yürütmüş olduğumuz “ Renk, İçerik, Depresyonun Estetik Algısı Üzerindeki Rolü” adlı çalışmamızı poster sunumu yapılmıştır.
Detaylı bilgi için ilgili başlığın üzerine tıklayınız.
Değişen hayat koşullarıyla beraber, sahip olduğumuz baş etme becerileri, işlevsiz bir hal alabilir. Bu koşullara uyum sağlamak çoğu zaman kendiliğinden mümkün olsa da sıkışmış, umutsuz, kaygılı, yorgun ve hatta çaresiz hissettiğimiz durumlarda bir uzman desteğine ihtiyaç duyabiliriz. Bu gibi durumlarda uyum becerisini arttırmak, yaşanılan durumlara farklı pencereden bakabilmek, kendini keşfederek geleceğe hazırlanmak, temel çalışma alanlarıdır. Bireysel danışmanlık uzman bir terapist eşliğinde, danışanın duygu, inanç ve davranışlarını güvenilir, gizli ve bireye saygılı bir çerçevede ifade edebilmesine olanak sunan bir terapi türüdür. Bunun yanında, ihtiyaçların farkında olmak ve bunları talep edebilme becerisi de bireysel danışmanlık amaçlarındandır.
Bireysel danışmanlık süreci enginarı soymak gibidir. Danışan yavaş yavaş dış kabuklarından arınarak özüne ulaşır, bu özle tanışır ve onu sevmeyi, kabul etmeyi öğrenir. Danışan bu süreçte duyguları, düşünceleri ve davranışları hakkında daha önce fark etmediklerini fark eder ve gelişir. Bu süreç kişinin yalnızca kendisiyle sürdürülen, yeniden keşif ve büyüme sürecidir. Danışanlar bu süreçte, değişimin ancak kendi bireysel dinamiklerinin değişimiyle sağlanabileceğini öğrenirler. Ayrıca geçmişte yaşadıkları travmatik deneyimlerinin üzerine giderek kendi hayatları üzerinde daha çok kontrol sahibi olabilme hissini deneyimleme şansını bulurlar. Bu süreçte bilinmesi gereken; değişimin bir anda olmayacağı, bunun bir yolculuk ve keşfetme süreci olduğudur.
Evliliği ulaşılması gereken bir hedef olarak görüp öncesinde yaşanan sorunların evlendikten sonra düzelebileceği inancı ile gerçekleştirilen evliliklerde sorunların azalmak yerine çok daha karmaşık ve içinden çıkılamaz bir hal aldığı gözlemlenmektedir. Evlilikle beraber derinleşen ilişkilerde çiftin farklı aile kültürlerinden gelmesi, aile olmakla ilgili değerlerin ve inançların farklılığı ve özellikle çocuk sonrası süreçle beraber çok daha zorlanılan bir döngünün içine girilebilmektedir. Böyle durumlarda ilişkide ciddiyet varsa ve evlilik düşünüyor fakat içten içe aslında anlaşılamadığı, kavgaların ve kısır ilişki döngülerinin ilişkiye zarar verebileceğini hissediliyor ya da çiftler arasında söyleniyorsa destek almak ilişkinin yapısını sağlamlaştırmaya ve sizi evliliğe hazırlamaya yardımcı olur.
İnsanlar sosyal varlıklardır. Problemler genellikle geçmişte deneyimlenmiş ve işlevsel olan davranış kalıplarının veya kendi kök ailelerimizden öğrendiklerimizin yeni ilişkilerde karşılıklı olarak işe yaramaması ve bu durumun sonucunda çıkmaza girilmesi sebebiyle ortaya çıkar.
Son yapılan araştırmalar derin ilişkilerimizin hayat tatminini ve mutluluğunu arttıran en önemli değişkenlerden olduğunu gösteriyor. Romantik ilişkilerimiz, aile ilişkilerimiz, iş ilişkilerimiz ve hatta kendimizle olan ilişkilerimiz bu noktada önem kazanıyor.
Evlilik ile birlikte çiftleri ailenin bir parçası haline getiren ve artık sadece iki kişi olarak değil, maddi manevi birçok alanda bir takım olarak hareket etme sürecine dahil eden bir deneyimdir. Ayrıca evlilikle beraber çift kendi ilişkilerini; aileler, çocuklar, arkadaşlar, işler ve hayata karşı duruşun da birlikte senkronize hale geldiği bir ilişki sistemine dönüşür.
Evlilikle beraber kurulan bağ güvenli bir bağ olduğunda hayat tatmini, mutluluk ve hatta bireysellik hisleri de yüksek olacak çocuklu ya da çocuksuz olarak “bir elin nesi var iki elin sesi var” olarak ilerlemeyi yani hayatı kolaylaştıracak önemli bir dayanak haline gelecektir.
Eşinizle olan bağ güvensiz olduğunda ise tüm bu özellikler tam tersine dönecek, zorlayacak, yalnız, ümitsiz, çaresiz ve hatta kapana kısılmış hissettirecek ve yoracaktır.
Evlilik danışmanlığı, konu her ne olursa olsun, kimi zaman partnerin suçlu olduğunu düşünmenin dayanılmaz rahatlığını taşımanın normal olduğunu bilinse de suçlu aramadan, kişilerin problemlerdeki sorumluluklarını kabul ederek, ilişkinin bir ekip işi olduğunun ve tek taraflı düzeltilmesinin mümkün olamayacağının farkındalığıyla senkronize olarak tamir yapabilmeye yardımcı olur.
Bu süreç ayrıca çiftlerin kendi başlarına çözüm bulmakta zorlandıkları sorunların, içinden çıkamadıkları kısır döngülerin ya da iletişim problemlerinin değişim ve gelişimi sağlamak adına, iş birliği içinde çalıştıkları bir çözümleme sürecidir. Bireylerin diğer insanlarla kurdukları ilişkiler, ruh sağlıkları ve duygusal doyumları açısından çok önemlidir. Gottman Enstitüsü araştırmalarına göre bir çiftin terapiye gitmeye karar vermesi ortalama 6 yıl almaktadır. Problemler ise çok önceleri cereyan etmeye başlamaktadır.
Çift ve aile danışmanlık sürecinde çalışılan başlıca konular;
Çocuk ve ergen danışmanlığı sürecinde uzman psikolog çocuk veya ergenin içinde bulunduğu gelişimsel döneminde karşılaşabileceği sosyal, duygusal ve ilişkisel zorluklarla baş etme becerilerini desteklemek amacıyla bir çalışma yürütür. Bu süreçte getirilen problemin türüne göre zaman zaman çocuk veya ergenle birebir çalışırken zaman zaman da ebeveyn çocuk ilişkisini güçlendirmeye yönelik daha ilişkisel bir çalışma sürdürülebilir.
Uzman Psikolog, Çift ve Aile Terapisti Sadıka Alkan Abdullahoğlu lisans eğitimini 2012 senesinde Doğuş Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde onur derecesiyle tamamlamıştır. Aynı üniversitede uzmanlık eğitimine devam ederek Çift ve Aile Terapisi Yüksek Lisans programını 2014 yılında bölüm birincisi olarak tamamlamaya hak kazanmıştır.
Lisans eğitimi süresince, çeşitli akademik çalışmalarda görev almış, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Polikliniği, Balıklı Rum Vakfı Hastanesi Alkol ve Madde Bağımlılığı polikliniğinde ve Pozitif Yaşam Derneğinde gönüllü olarak staj yapmıştır.
Yüksek lisans eğitimi sırasında ise Doğuş Üniversitesi Psikoloji Eğitim Merkezi’nde yoğun süpervizyon eşliğinde bireyler, çocuklar, çiftler ve ailelerle çalışarak iç stajını tamamlamıştır. Diğer taraftan dış staj kapsamında Tüvana Okuma İstekli Çocukları Destekleme Vakfı’nda (TOÇEV) kayıtlı olan çocuklara ve ailelerine psikolojik danışmanlık desteği vermiştir.
Yüksek lisans eğitimi sonrasında bireyler aileler ve çiftler ile çalışırken aktif olarak kullandığı Duygu Odaklı Çift Terapisi 1. Ve 2. Düzey, EMDR 1. Ve 2. Düzey ve Uluslararası Şema Terapi Temel Düzey eğitimlerini tamamlamıştır. Yüksek lisans mezuniyeti sonrası 2014-2021 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesinde uzman psikolog olarak çalışmış ve 6000 saate yakın psikoterapi seansı gerçekleştirmiştir. Sadıka Alkan Abdullahoğlu çocuklarla çalışmalarında ise; Deneyimsel Oyun Terapisi, Theraplay Aile ile Oyun Terapisi ve Çocuk-Ergen EMDR Terapisi yaklaşımlarını süpervizyon eşliğinde kullanmaya devam etmektedir.
Pandemi süreciyle birlikte EMDR Türkiye Travma İyileştirme Grubu Programı (EMDR-HAP) ve Çift ve Aile Terapileri derneğinin yürüttüğü TELE-ÇAT Çift ve Aile İlişkilerini İyileştirme Programı kapsamında gönüllü psikolog olarak görev almıştır.
Türk Psikologlar Derneği (TPD), Çift ve Aile Terpileri Derneği (ÇATED), Duygu Odaklı Birey, Çift ve Aile Terapileri Derneği (DOÇAT) ve EMDR Derneği üyesidir.
Evli ve bir erkek çocuk annesidir.
ÇATED Eğitim Komitesinde ve sempozyum düzenleme kurulunda görev alınmıştır.
Hüner Aydın, Yudum Akyıl, Sadıka Alkan, Neval Güven, Anıl Üstünel- “Türkiye’de Çift ve Ailelerle Çalışan Profesyonellerin Özellikleri ve Uygulamaları” adlı araştırmanın sunumu gerçekleştirilmiştir.
Kongre düzenleme kurulunda görev alarak kongre materyallerinin hazırlanmasında ve kongrenin baştan sona güzel geçmesi amacıyla yapılması gereken işlerde görev alınmıştır.
Tokmakoğlu, D. & Demirci, M. - “Homoseksüellere Yönelik Tutum Ölçeği Geliştirme” çalışmasını kongrede sözlü sunum yapılmıştır.
Durmuş, D. & Coskun, T. ile birlikte yürütmüş olduğumuz “ Renk, İçerik, Depresyonun Estetik Algısı Üzerindeki Rolü” adlı çalışmamızı poster sunumu yapılmıştır.
Detaylı bilgi için ilgili başlığa tıklayınız.
Değişen hayat koşullarıyla beraber, sahip olduğumuz baş etme becerileri, işlevsiz bir hal alabilir. Bu koşullara uyum sağlamak çoğu zaman kendiliğinden mümkün olsa da sıkışmış, umutsuz, kaygılı, yorgun ve hatta çaresiz hissettiğimiz durumlarda bir uzman desteğine ihtiyaç duyabiliriz. Bu gibi durumlarda uyum becerisini arttırmak, yaşanılan durumlara farklı pencereden bakabilmek, kendini keşfederek geleceğe hazırlanmak, temel çalışma alanlarıdır. Bireysel danışmanlık uzman bir terapist eşliğinde, danışanın duygu, inanç ve davranışlarını güvenilir, gizli ve bireye saygılı bir çerçevede ifade edebilmesine olanak sunan bir terapi türüdür. Bunun yanında, ihtiyaçların farkında olmak ve bunları talep edebilme becerisi de bireysel danışmanlık amaçlarındandır.
Bireysel danışmanlık süreci enginarı soymak gibidir. Danışan yavaş yavaş dış kabuklarından arınarak özüne ulaşır, bu özle tanışır ve onu sevmeyi, kabul etmeyi öğrenir. Danışan bu süreçte duyguları, düşünceleri ve davranışları hakkında daha önce fark etmediklerini fark eder ve gelişir. Bu süreç kişinin yalnızca kendisiyle sürdürülen, yeniden keşif ve büyüme sürecidir. Danışanlar bu süreçte, değişimin ancak kendi bireysel dinamiklerinin değişimiyle sağlanabileceğini öğrenirler. Ayrıca geçmişte yaşadıkları travmatik deneyimlerinin üzerine giderek kendi hayatları üzerinde daha çok kontrol sahibi olabilme hissini deneyimleme şansını bulurlar. Bu süreçte bilinmesi gereken; değişimin bir anda olmayacağı, bunun bir yolculuk ve keşfetme süreci olduğudur.
Evliliği ulaşılması gereken bir hedef olarak görüp öncesinde yaşanan sorunların evlendikten sonra düzelebileceği inancı ile gerçekleştirilen evliliklerde sorunların azalmak yerine çok daha karmaşık ve içinden çıkılamaz bir hal aldığı gözlemlenmektedir. Evlilikle beraber derinleşen ilişkilerde çiftin farklı aile kültürlerinden gelmesi, aile olmakla ilgili değerlerin ve inançların farklılığı ve özellikle çocuk sonrası süreçle beraber çok daha zorlanılan bir döngünün içine girilebilmektedir. Böyle durumlarda ilişkide ciddiyet varsa ve evlilik düşünüyor fakat içten içe aslında anlaşılamadığı, kavgaların ve kısır ilişki döngülerinin ilişkiye zarar verebileceğini hissediliyor ya da çiftler arasında söyleniyorsa destek almak ilişkinin yapısını sağlamlaştırmaya ve sizi evliliğe hazırlamaya yardımcı olur.
İnsanlar sosyal varlıklardır. Problemler genellikle geçmişte deneyimlenmiş ve işlevsel olan davranış kalıplarının veya kendi kök ailelerimizden öğrendiklerimizin yeni ilişkilerde karşılıklı olarak işe yaramaması ve bu durumun sonucunda çıkmaza girilmesi sebebiyle ortaya çıkar.
Son yapılan araştırmalar derin ilişkilerimizin hayat tatminini ve mutluluğunu arttıran en önemli değişkenlerden olduğunu gösteriyor. Romantik ilişkilerimiz, aile ilişkilerimiz, iş ilişkilerimiz ve hatta kendimizle olan ilişkilerimiz bu noktada önem kazanıyor.
Evlilik ile birlikte çiftleri ailenin bir parçası haline getiren ve artık sadece iki kişi olarak değil, maddi manevi birçok alanda bir takım olarak hareket etme sürecine dahil eden bir deneyimdir. Ayrıca evlilikle beraber çift kendi ilişkilerini; aileler, çocuklar, arkadaşlar, işler ve hayata karşı duruşun da birlikte senkronize hale geldiği bir ilişki sistemine dönüşür.
Evlilikle beraber kurulan bağ güvenli bir bağ olduğunda hayat tatmini, mutluluk ve hatta bireysellik hisleri de yüksek olacak çocuklu ya da çocuksuz olarak “bir elin nesi var iki elin sesi var” olarak ilerlemeyi yani hayatı kolaylaştıracak önemli bir dayanak haline gelecektir.
Eşinizle olan bağ güvensiz olduğunda ise tüm bu özellikler tam tersine dönecek, zorlayacak, yalnız, ümitsiz, çaresiz ve hatta kapana kısılmış hissettirecek ve yoracaktır.
Evlilik danışmanlığı, konu her ne olursa olsun, kimi zaman partnerin suçlu olduğunu düşünmenin dayanılmaz rahatlığını taşımanın normal olduğunu bilinse de suçlu aramadan, kişilerin problemlerdeki sorumluluklarını kabul ederek, ilişkinin bir ekip işi olduğunun ve tek taraflı düzeltilmesinin mümkün olamayacağının farkındalığıyla senkronize olarak tamir yapabilmeye yardımcı olur.
Bu süreç ayrıca çiftlerin kendi başlarına çözüm bulmakta zorlandıkları sorunların, içinden çıkamadıkları kısır döngülerin ya da iletişim problemlerinin değişim ve gelişimi sağlamak adına, iş birliği içinde çalıştıkları bir çözümleme sürecidir. Bireylerin diğer insanlarla kurdukları ilişkiler, ruh sağlıkları ve duygusal doyumları açısından çok önemlidir. Gottman Enstitüsü araştırmalarına göre bir çiftin terapiye gitmeye karar vermesi ortalama 6 yıl almaktadır. Problemler ise çok önceleri cereyan etmeye başlamaktadır.
Çift ve aile danışmanlık sürecinde çalışılan başlıca konular;
Çocuk ve ergen danışmanlığı sürecinde uzman psikolog çocuk veya ergenin içinde bulunduğu gelişimsel döneminde karşılaşabileceği sosyal, duygusal ve ilişkisel zorluklarla baş etme becerilerini desteklemek amacıyla bir çalışma yürütür. Bu süreçte getirilen problemin türüne göre zaman zaman çocuk veya ergenle birebir çalışırken zaman zaman da ebeveyn çocuk ilişkisini güçlendirmeye yönelik daha ilişkisel bir çalışma sürdürülebilir.